SANATÇI

Burak Beceren

Sanatçı Burak Beceren

Burak Beceren

“Sarının İzi” projesinde Ytong’un yapısında bulunan değerlerden “dayanıklılık ve “hafiflik” kavramları Burak Beceren’in stiliyle özdeşleşerek tasarımlarına ilham oluyor.

1984'te İstanbul'da doğan Burak Beceren; hayatı, duyguları ve figürlerin içinde yer aldığı anları çizimle keşfeden sıra dışı bir illüstratör. Tam burslu olarak Görsel İletişim Tasarımı eğitimi aldığı İstanbul Bilgi Üniversitesi'ndeki lisans yılları boyunca çeşitli dergiler için illüstrasyonlar hazırlayarak yeteneğini paylaşan sanatçı; karma sergiler, sosyal sorumluluk projeleri ve IdN World, Behance ile OFFF gibi prestijli platformlarda görünürlük kazandı.

Beceren, lisans eğitimini tamamlamasının ardından reklam ajanslarının dinamik dünyasına adım atarak sanat yönetmenliği görevini üstlendi. Aralarında Nike, Google, BBC, Coca Cola, Samsung, Adidas ve Intercom gibi tanınmış markaların bulunduğu yaratıcı kampanyalarına katkıda bulunma ayrıcalığına sahip oldu.

Yürüttüğü projelere eşzamanlı olarak sanatsal pratiğini de gerçekleştiren Burak Beceren 2016’da sanatçı kolektifi Krüw’e katılarak üretimlerini besleyen ve birlikte üretmeye olanak tanıyan bir topluluğun parçası oldu.

2018 yılında yeni bir vizyonu kucaklamak için cesur bir hamleyle kurumsal dünyanın dışına çıkan Burak Beceren, sırt çantasıyla birlikte Güney Amerika kıtasının çeşitli manzaralarında 9,5 aylık bir yolculuğuna çıktı. Bu dönüştürücü deneyim bakış açısına derinlik katarak yaratıcılığına boyut ekledi.

Bugün Burak Beceren, multidisipliner bir sanatçı ve bağımsız bir illüstratör olarak İstanbul'u evi ve üretim merkezi olarak görmeye devam ediyor. Çalışmaları, her çizginin kendince özgün bir hikâye anlatabileceğinin kanıtı olarak izlemeye açılıyor. Çok yönlü ve maceracı kimliğiyle üretimleri ilham peşinde olan herkese merak kaynağı olmayı vadediyor.

Tasarımlar

“Sarının İzi” projesinde Ytong’un yapısında bulunan değerlerden “dayanıklılık ve “hafiflik” kavramları Burak Beceren’in stiliyle özdeşleşerek tasarımlarına ilham oluyor.

Dayanıklılık

Burak Beceren, “dayanıklılık” fikrini Ytong için görsel olarak nasıl temsil edebileceğini düşünürken benzer bir dilsel kökeni paylaşan “dayanışma” kavramından ilham alıyor. Birlikte durduğumuzda, dayanışma içinde birleştiğimizde gücümüzün fazlalaştığını fark eden sanatçıya bu fikir projedeki sanatsal anlatımı için temel oluşturuyor.

Sanatçının dayanıklılık kavramı üzerinde deneme yaptığı birçok eskizden sonra, sağlam ve boyun eğmez bir yapıyı simgeleyen, birbirine kenetlenmiş blokların imgesiyle dayanıklılığı aktarma fikri ona yol gösteriyor. Bu konsepti daha derinlemesine araştırdıkça, tuğlaların dizilişini anımsatan bir insan motifi yaratmaya başlayan sanatçının tasarımında karakterler, birlik ve beraberliğin gücünü simgeleyerek el ele tutuşmuş şekilde resmediliyor.

Beceren bu çalışmada, dayanıklılığın özünü sadece fiziksel bir özellik olarak değil, aynı zamanda insanların bir araya gelip birbirlerini desteklediklerinde ortaya çıkan gücün bir kanıtı olarak görselleştirmeyi amaçlıyor. Tasarımda birbirine bağlı unsurların etkileşimi, birlik içinde bulunduğumuzda oluşan dayanıklılığı yansıtıyor ve dayanışma içindeyken gücümüzün en etkin seviyede olduğunu vurguluyor. Bu yaklaşımla Beceren’in tasarımı dayanıklılığın yalnızca fiziksel nitelikler olmadığı, aynı zamanda özünde insani bağlar ve birliktelikle ilgili olduğu fikrini aktarmak amacıyla dayanışma ve sanatsal ifadenin birleşimine odaklanıyor.

Hafiflik

Burak Beceren’in “hafiflik” kavramını görselleştirme konusundaki yaklaşımı “dayanıklılık” kavramını aktarışıyla paralellik gösteriyor. Sanatçı hafifliği doğrudan tasvir etmeye çalışmak yerine, dolaylı olarak anlatılmak istenen temsile gidebileceği tamamlayıcı bir kavram belirleyerek hafifliği ele alıyor. Bu tamamlayıcı kavram ise Beceren’in zihninde “paylaşım” kavramı ile örtüşüyor. Paylaşma eyleminin sadece yüklerimizi hafifletmekle kalmayıp aynı zamanda mutluluğumuzu da arttırdığını fark etmesiyle, sadece ana fikri ele almakla kalmayıp aynı zamanda onu vurgulayan bir anlatım formülünün üzerine gidiyor.

Sadece paylaşım amacında bulunmak için birbirine dokunan karakterlerden oluşan rastgele bir kompozisyon oluşturmayı tatmin edici bulmayan sanatçı, bu kompozisyonu çerçeveleyecek ve ona daha derin bir anlam kazandıracak birleştirici bir konseptle hareket ediyor. Bu sebeple tasarımında bir çatı fikri oluşturan sanatçı referansını Ytong isminden alıyor. Bu çatı konsepti tipografik açıdan hemen fark edilemeyecek olsa da her bir karakterin Ytong isminin bir harfini ima edecek bir seviyede konumlandırılmasıyla oluşuyor. Böylelikle tasarımda bu sembolik çatının altında, birbirine bağlı karakterlerden oluşan bir yapı ortaya çıkıyor. Bu yapı, marka adını gizli bir yolla tasarıma eklerken ana fikri aktarmaya hizmet ediyor.

Sanatçının hafiflik kavramını ele alışı dayanıklılık kavramını ortaya koyduğu tasarımla diyalog kuruyor. Hem paylaşma hem de dayanışma, tıpkı yapıları oluşturan bloklar gibi gücünü birlik ve beraberlikten alıyor. Her iki tasarım da kolektif desteğin gücünü sembolize ediyor; bir tasarım paylaşım yoluyla elde edilen hafifliği vurgularken, diğeri dayanışmanın görsel bir temsili olarak konumlanıyor ve markanın kimliğini oluşturan dokuları kompozisyonun içinde barındırıyor. Beceren’in kavramları aktarmak konusunda kullandığı yaklaşım soyut fikirleri yaratıcılık ve sembolizmin etkileşimi etrafında örüyor ve tasarımları birbiriyle ilintili kavramlar arasındaki bağlantıyı sanat yoluyla mesaj olarak iletiyor.


Bize Ulaşın

Mesaj gönderin

Bilgi formunu doldurun

Bizi Arayın

Hizmetinizdeyiz: +90 216 396 66 00

Bağlan

Yetkili Satıcılar

En yakın Yetkili Satıcımıza ulaşın

Listeden bul